SOSYAL MEDYADA HAKARET SUÇU: HAKARET Mİ? ELEŞTİRİ Mİ?

1. Giriş

Sosyal medya, ifade özgürlüğünün en yoğun kullanıldığı alanların başında geliyor. Twitter (X), Instagram, TikTok, Facebook, YouTube, WhatsApp grupları derken; günlük tartışmaların önemli bir kısmı artık çevrimiçi ortamda yaşanıyor.

Bu tartışmalarda kullanılan sert, kırıcı veya kaba sözlerin hangisinin “eleştiri hakkı”, hangisinin “hakaret suçu” sayılacağı ise hem hukukçular hem de kullanıcılar açısından ciddi bir kafa karışıklığına neden oluyor.

Yargıtay kararları incelendiğinde; her kaba, rahatsız edici veya hatta saygısız ifadenin otomatik olarak hakaret sayılmadığı, somut olayın koşullarına ve bağlama göre çok farklı sonuçlara varılabildiği görülüyor.

Bu yazıda, özellikle sosyal medyada ve meslek mensuplarına (doktor, avukat vb.) yönelik sözler bakımından hakaret–eleştiri ayrımını, güncel içtihatlar ışığında değerlendireceğiz.


2. Hukuki Çerçeve: TCK m.125 ve m.129

2.1. Hakaret suçu (TCK m.125)

TCK m.125’e göre hakaret suçu, kısaca:

  • Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek
    (örn. “hırsız”, “dolandırıcı”, “rüşvetçi” demek)

  • Ya da sövme niteliğinde ifadeler kullanmak
    (örn. “şerefsiz”, “aptal”, “geri zekâlı” vb.)

suretiyle işlenir.

Yargıtay içtihatlarında; “şerefsiz”, “haysiyetsiz”, “geri zekâlı”, “aptal”, “salak”, “hayvan”, “pislik”, “alçak”, “fahişe” gibi kelimeler hakaret suçunu oluşturduğu yönünde çok sayıda karar bulunmaktadır.

Ayrıca “hırsız”, “rüşvetçi”, “sahtekâr”, “dolandırıcı”, “vatan haini”, “terörist” gibi somut fiil veya olgu isnatları da, isnadın gerçek olmadığı veya ispatlanamadığı hallerde hakaret suçu kapsamına girebilmektedir.

2.2. Haksız fiile tepki ve karşılıklı hakaret (TCK m.129)

TCK m.129 ise, hakaretin:

  • Haksız fiile tepki olarak işlenmesi (m.129/1),

  • Kasten yaralamaya tepki olarak işlenmesi (m.129/2),

  • Karşılıklı hakaret halinde (m.129/3)

cezada indirim veya cezasızlık sonucunu doğurabileceğini düzenler.

Baran Doğan’ın makalesinde aktarılan bir Yargıtay kararında, doktor olan mağdura yönelik şu sözler:

“Senin maaşını ben ödüyorum, önce benim hastama bakacaksın, işini yap”

kaba, nezaket dışı ve rahatsız edici bulunmakla birlikte, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek düzeyde görülmediği için hakaret suçunun unsurlarını taşımadığı, bu nedenle TCK m.129/1 kapsamında “haksız fiile tepki” bağlamında değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Bu karar, sert ve kaba sözlerin dahi her zaman hakaret sonucuna götürmediğini göstermesi bakımından önemlidir.


3. Yargıtay’ın Temel Ölçütü: Kaba Söz / Ağır Eleştiri vs. Hakaret

Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Ceza Daireleri, birçok kararında şu ilkeyi tekrar ediyor:

“Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözler hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemelidir. Hakaret için, sözlerin açıkça onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını ya da sövme fiilini oluşturması gerekir.”

Örneğin;

  • Sadece “ulan”, “ulan siz de hep aynısınız” tarzı hitapların bazı kararlarda kaba söz sayıldığı, hakaret olarak kabul edilmediği görülüyor.

  • Yine “defol git” gibi ifadelerin de, bağlama göre nezaket dışı ve kaba olup, hakaret suçunun unsurlarını oluşturmadığı yönünde verilmiş kararlar mevcut.

Bu nedenle, bir ifadenin hakaret sayılmasında:

  • Sözün kime söylendiği,

  • Nerede ve hangi ortamda söylendiği (sosyal medya, mahkeme, hastane vb.),

  • Ne amaçla ve hangi öfke düzeyinde söylendiği,

  • Söyleyenle mağdur arasındaki ilişki,

bir bütün olarak değerlendiriliyor.


4. Mesleğe Yönelik İfadeler: Her Zaman Hakaret mi?

“Mesleğe yönelik eleştiri doğrudan hakaret sayılır mı?.”

Gerçekten de, özellikle son yıllardaki içtihatlarda:

  • Hekime,

  • Öğretmene,

  • Polise,

  • Avukata

yönelik sert ifadelerden bir kısmı, somut olayın koşulları da gözetilerek “ağır eleştiri veya kaba söz” kapsamında değerlendirilmiş.

Örneğin, hakaret sayılmayan ifadelere ilişkin bir derleme makalesinde, Yargıtay kararlarıyla:

  • “Adam değilsin”, “sen adam mısın?”,

  • Tek başına veya cümle içinde kullanılan “lan”, “ulan”,

  • Bazı meslek mensuplarına yönelik “avukat bozuntusu”, “kimsin lan avukat mısın sen tahsilatçı mısın?”,

  • Doktora yönelik sert bazı sözlerin

bağlama göre kaba söz/ağır eleştiri olarak kabul edildiği aktarılmaktadır.

Bu, Yargıtay’ın çizgisinin, özellikle kamu hizmeti gören veya kamuoyuna açık mesleklerde, eleştiri sınırını görece geniş yorumladığını göstermektedir.

Ancak aynı Yargıtay;

  • “Şerefsiz, haysiyetsiz, geri zekâlı, aptal, salak, hayvan, pislik, alçak, fahişe” gibi sözleri,

  • “Hırsız, rüşvetçi, sahtekâr, dolandırıcı, vatan haini, terörist” gibi isnatları

çoğu olayda doğrudan hakaret saymaktadır.

Yani, mesleğe yönelik her sert söz hakaret değildir, ama açıkça aşağılayan, küfür niteliğinde, onuru zedeleyen sözler hakaret olarak cezalandırılmaya devam etmektedir.


5. Sosyal Medyada Hakaret – Eleştiri Ayrımının Özellikleri

Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, Yargıtay tarafından genellikle aleniyet unsuru nedeniyle daha ağır değerlendirilmekte; geniş kitlelere açık olması ve kalıcılığı dikkate alınmaktadır.

Ancak, burada da yine aynı temel ölçüt uygulanıyor:

  • Eleştiri:

    • Politika, kamu hizmeti, mesleki icra, verilen hizmet, ifade edilen görüşlerin eleştirilmesi;

    • Somut hakaret içermeyen, bağlam itibarıyla “kaba ama tahammül edilebilir” sınırda kalan sözler.

  • Hakaret:

    • Doğrudan kişiye yönelmiş, “şerefsiz, haysiyetsiz, aptal” vb. açık sövme;

    • Hukuki temelden yoksun ağır isnatlar (“dolandırıcı”, “hırsız”, “tacizci” vs.);

    • Kişiyi mesleki ve sosyal çevresinde küçük düşürmeyi hedefleyen ağır ifadeler.

Örneğin, bir işletme hakkında:

“Hizmetiniz berbat, bir daha asla gelmem.”

gibi bir yorum, ticari eleştiri olarak görülürken;

“Müşteriyi dolandıran sahtekârsınız.”

şeklindeki bir paylaşım, eğer dayanağı yoksa hakaret ve/veya iftira kapsamında değerlendirilebilmektedir.


6. Deliller ve Şikâyet Süreci

Sosyal medyada hakaret iddiasında en kritik nokta delildir. İçerik çok hızlı silinebileceği için:

  • Ekran görüntüsü,

  • URL (bağlantı linki),

  • Tarih–saat bilgisi,

  • Hesap adı ve profil görüntüsü,

  • Gerekirse tanık beyanları

birlikte toplanmalıdır.

Hakaret suçu kural olarak şikâyete bağlıdır ve 6 aylık şikâyet süresi, mağdurun fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar (TCK m.73).


7. Tazminat Boyutu: Manevi Tazminat

Sosyal medya üzerinden işlenen hakaret fiili, aynı zamanda kişilik hakkı ihlali niteliğindedir. Bu nedenle TMK m.24–25 kapsamında manevi tazminat davası açmak mümkündür.

Mahkemeler tazminat miktarını belirlerken:

  • Kullanılan ifadelerin ağırlığını,

  • Paylaşımın yaygınlığını (takipçi sayısı, etkileşim),

  • Mağdurun mesleğini ve toplumdaki yerini,

  • Failin kastını ve ısrarını

dikkate almaktadır.


8. SONUÇ

Sosyal medyada eleştiri ile hakaret arasındaki çizgi, hem hukuken hem pratikte sandığımızdan çok daha incedir. Yargıtay, bir yandan ifade özgürlüğünü korumak adına pek çok kaba ve rahatsız edici ifadeyi “ağır eleştiri” kapsamında değerlendirirken, diğer yandan kişilerin onur, şeref ve saygınlığını açıkça hedef alan sövme ve isnatları hakaret suçu olarak cezalandırmaya devam etmektedir.

Özellikle meslek mensuplarına (doktor, avukat, öğretmen, polis vb.) yönelik sözlerde, her sert ifade hakaret olarak nitelendirilmemekte; somut olayın koşulları, tarafların konumu, kullanılan kelimelerin ağırlığı ve açıklanış biçimi birlikte değerlendirilmektedir. Bu nedenle, “mesleğe yönelik eleştiri her zaman hakarettir” demek mümkün olmadığı gibi, “sosyal medyada ne söylersem söyleyeyim ifade özgürlüğü korur” demek de gerçekçi değildir.

Hakarete maruz kalan kişilerin, delilleri zamanında ve doğru şekilde toplaması, 6 aylık şikâyet süresini kaçırmaması ve hem ceza davası hem manevi tazminat davası açısından süreci bir bütün olarak değerlendirmesi önem taşır. Her olayın kendine özgü şartları bulunduğundan, hakaret–eleştiri ayrımının somut olay bağlamında yapılması ve hak kaybına yol açmayacak bir stratejinin belirlenmesi için profesyonel hukuki yardım alınması yerinde olacaktır.


Hukuki Destek ve İletişim

Sosyal medya üzerinden hakaret, kişilik haklarına saldırı, manevi tazminat davaları veya bu konulara ilişkin soru ve başvurularınız için Ataşehir hukuk büromuzdan profesyonel hukuki destek alabilirsiniz.

Somut olayınızın detaylı değerlendirilmesi, delillerin doğru toplanması ve hukuki sürecin etkin şekilde yürütülmesi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.


WhatsApp
Hemen Ara