YARALAMA SUÇLARINDA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

1. Giriş: Ceza davasıyla bitmiyor, işin bir de tazminat boyutu var

Yaralama suçları, uygulamada çoğu zaman sadece TCK m.86–89 kapsamında ceza sorumluluğu olarak düşünülüyor; ancak mağdur açısından asıl hayati mesele, bedensel zararın ve yaşanan sarsıntının maddi–manevi olarak telafi edilmesi.

Özellikle:

  • Uzun süreli tedavi gören,

  • İş gücü kaybı oluşan,

  • Psikolojik travma yaşayan,

  • Ailesi de bu süreçten ciddi şekilde etkilenen

kişiler için maddi ve manevi tazminat davası, ceza yargılamasının doğal tamamlayıcısı hâline geliyor.

Bu yazıda, yaralama suçlarından doğan tazminat taleplerini, Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde;
“mahkemede fiilen ne oluyor, hangi kalemler istenebiliyor, nelere dikkat etmek gerekiyor?” sorularına cevap verecek şekilde ele alacağız.


2. Hukuki Dayanak: TCK – TBK – TMK üçgeni

Yaralama eylemi aynı anda hem ceza hukuku hem de özel hukuk bakımından sonuç doğurur:

  • Ceza yönü: TCK m.86-87 (kasten yaralama), m.89 (taksirle yaralama)

  • Özel hukuk yönü (tazminat):

    • TBK m.49 – Haksız fiil genel hükmü

    • TBK m.54 – Bedensel zarar hâlinde maddi tazminat kalemleri

    • TBK m.56 – Bedensel bütünlüğün ihlalinde manevi tazminat

    • TBK m.58 – Kişilik hakkının zedelenmesi hâlinde manevi tazminat

    • TBK m.72 – Haksız fiilde zamanaşımı

    • TBK m.74 – Ceza hâkiminin kararıyla hukuk hâkiminin bağlılığı

Özetle: Yaralama fiili, TBK bakımından haksız fiildir. Ceza davası olsun ya da olmasın, mağdur (ve şartları varsa yakınları), TBK hükümlerine göre maddi–manevi tazminat talep edebilir.


3. Maddi Tazminat: Hangi kalemler istenebilir?

3.1. TBK m.54 – Bedensel zarar kalemleri

TBK m.54’e göre bedensel zararlar özellikle şunlardır:

  1. Tedavi giderleri

    • Hastane, ameliyat, muayene, ilaç, fizik tedavi, tıbbi cihaz (ortez, protez vb.)

    • Gerekiyorsa psikolojik destek/psikoterapi giderleri

  2. Kazanç kaybı

    • Sigortalı çalışan için rapor dönemindeki ücret kaybı (SGK ödemeleri, işveren ödemeleri denkleştirme ile değerlendirilir)

    • Serbest meslek mensubu için gelir kaybı, ticari hayatın aksaması, fatura, beyannameler, önceki kazanç verileri vs.

  3. Çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar

    • Geçici ve sürekli iş göremezlik oranına göre aktüeryal hesap yapılır.

    • Maluliyet oranı çoğunlukla Adli Tıp veya tam teşekküllü hastane heyet raporlarıyla belirlenir.

  4. Ekonomik geleceğin sarsılması

    • Özellikle genç yaştaki mağdurlarda, mesleğini icra etmesinin zorlaşması, kariyer planının bozulması, ileride elde edeceği kazançların risk altına girmesi gibi durumlar.

Ayrıca Yargıtay ve doktrin, TBK m.54’te sayılanların sınırlı olmadığını, bedensel bütünlüğün ihlaliyle nedensellik bağı kurulan her türlü zararın istenebileceğini kabul etmektedir.

3.2. SGK ve diğer ödemelerin zarardan indirilmesi (denkleştirme)

Bedensel zarar olaylarında çoğu zaman:

  • SGK geçici iş göremezlik ödeneği,

  • Sürekli iş göremezlik geliri,

  • İşverenin yaptığı ödemeler,

  • Özel sigorta ödemeleri

gündeme gelir. TBK ve Yargıtay uygulamasına göre, ifa amacı taşıyan ve rücu edilebilen sosyal güvenlik ödemeleri zarardan denkleştirme yoluyla düşülebilir.

Dolayısıyla, maddi tazminat hesabı yapılırken hem:

  • Gerçek zarar miktarı,

  • Hem de SGK/özel sigorta gibi kaynaklardan gelen ödemeler birlikte değerlendirilir.

3.3. Zamanaşımı: Yaralamanın etkisi ne zaman “tam” ortaya çıkıyor?

Genel kural:

  • Yaralama haksız fiil olduğu için TBK m.72 gereği mağdur, zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl, her hâlükârda fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıl içinde tazminat davası açmalıdır.

  • Fiil aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ve ceza zamanaşımı daha uzunsa, o süre uygulanır (örneğin ağır yaralama vb.).

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2018/(21)10-906 E., 2024/104 K. sayılı kararında ise bedensel zararın gelişim gösterdiği durumlarda zamanaşımı başlangıcı bakımından önemli bir ilke benimsenmiştir:

  • Eğer zarar zaman içinde gelişiyorsa (örneğin iş kazası veya yaralama sonucu maluliyet oranı tedavilerle değişiyor, nihai durum geç oluşuyorsa),

  • Zamanaşımı, bedensel zararın gelişiminin tamamlandığı ve maluliyetin kesinleştiği tarihten başlar.

Bu yaklaşım, yaralama suçuna bağlı tazminat davalarında da özellikle maluliyetin geç belirginleştiği olaylarda mağdur lehine önemli bir koruma sağlar.


4. Manevi Tazminat: Sadece “para” değil, manevi huzuru sağlama aracı

4.1. TBK m.56: Bedensel bütünlüğün ihlali

TBK m.56’ya göre, bir kişinin bedensel bütünlüğü zedelenirse, hâkim olayın özelliklerini dikkate alarak zarar görene uygun miktarda manevi tazminat takdir edebilir. Ayrıca, ağır bedensel zarar hâlinde mağdurun yakınları da manevi tazminat isteyebilir.

Önemli noktalar:

  • Manevi tazminat ceza değildir, zenginleşme aracı da değildir.

  • Amaç, mağdurun ve gerekli hâllerde yakınlarının yaşadığı manevi sarsıntının hafifletilmesidir.

Yargıtay, manevi tazminat miktarını belirlerken özellikle:

  • Yaralanmanın ağırlığı (basit tıbbi müdahale ile giderilebilir – orta – ağır, organ kaybı, kalıcı sakatlık vb.),

  • Tarafların sosyal ve ekonomik durumu,

  • Failin kusur oranı, olaydaki özel koşullar,

  • Olayın mağdur üzerindeki psikolojik etkisi

gibi kriterleri dikkate almaktadır.

4.2. Yakınların manevi tazminat talebi

Yaralama fiilinin sonucu ağır bedensel zarar ise (örneğin ağır maluliyet, organ kaybı, ciddi sakatlık), TBK m.56/2 uyarınca mağdurun yakınları da manevi tazminat isteyebilir.

Burada:

  • “Yakın” kavramı Yargıtay içtihatlarında esnek yorumlanmakla birlikte, çoğunlukla eş, çocuklar, ana-baba, bazı durumlarda birlikte yaşayan kardeşler vb. değerlendirilir.

  • Önemli olan, yaralamanın bu kişiler üzerinde de ciddi manevi etkiler yaratmış olmasıdır.


5. Ceza Mahkemesi Kararının Tazminat Davasına Etkisi

5.1. TBK m.74 – Bağlayıcılık sınırı

TBK m.74’e göre hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin:

  • Fiilin hukuka aykırılığı,

  • Failin kusurlu olup olmadığı,

  • Şahsın akıl hastalığı, yaş küçüklüğü vb. ceza sorumluluğunu kaldıran hâller

konusundaki tespitleriyle bağlı değildir; ancak Yargıtay uygulamasında fiilin gerçekleşme biçimine dair maddi olay tespitleri büyük ölçüde dikkate alınır.

Öte yandan bazı spesifik hususlarda, ceza yargılamasındaki kabulün hukuk hâkimini fiilen bağladığı yönünde içtihatlar bulunmaktadır.

5.2. Haksız tahrik indiriminin tazminata etkisi

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 21.11.2016 tarihli, 2015/9716 E., 2016/11432 K. sayılı kararında; haksız fiil (yaralama) nedeniyle açılan maddi–manevi tazminat davasında, ceza dosyasında kabul edilen haksız tahrik indiriminin, tazminatın belirlenmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıkça vurgulanmıştır.

Somut olayda:

  • Davalı, aralarındaki husumet nedeniyle davacıyı silahla yaralamış,

  • Ceza mahkemesi, haksız tahrik indirimi uygulamış,

  • Hukuk mahkemesi ise maddi tazminat belirlerken bu hususu göz ardı etmiştir.

Yargıtay, ceza mahkemesince kabul edilen haksız tahrik indiriminin hukuk hâkimi bakımından bağlayıcı olduğunu, tazminat miktarı belirlenirken bu durumun davalı lehine dikkate alınması gerektiğini belirterek kararı bozmuştur.

Sonuç:
Ceza dosyasında haksız tahrik, meşru savunma sınırının aşılması gibi hususlar kabul edildiyse, tazminat davasında talep edilen miktar bakımından bu tespitler dikkate alınır; kusur oranı buna göre değerlendirilir.

5.3. Ceza davası açılmamış veya beraat ile sonuçlanmışsa?

  • Ceza davası hiç açılmamış olsa bile, mağdur doğrudan tazminat davası açabilir.

  • Ceza davasında beraat kararı verilmesi, her zaman tazminat davasının reddini gerektirmez. Çünkü beraat, çoğu zaman “suçun sabit olmaması” nedeniyle verilir; hukuka aykırı fiilin ve zararın varlığı, daha düşük ispat standardı ile hukuk mahkemesinde kurulabilir.

Yargıtay, kasten yaralama ve hakaret iddiasına dayanan manevi tazminat taleplerinde, ceza dosyasındaki delillerle birlikte hukuk yargılamasında dinlenen tanık beyanları ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesini istemekte; bazı dosyalarda yerel mahkemenin eksik inceleme ile davayı reddetmesini bozma sebebi yapmaktadır.


6. Uygulamada Sık Karşılaşılan Senaryolar

Burada tamamen pratik bir bakışla, “müvekkil geldiğinde masaya ne koyuyoruz?” sorusuna cevap verecek birkaç tipik senaryo üzerinden gidelim.


Senaryo 1: Basit tıbbi müdahale ile giderilebilen yaralama – kavga

Olay özet:
İki komşu tartışıyor; itiş kakış esnasında mağdurun yüzünde çizik, dudakta patlama oluyor. Doktor raporunda “basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralanma” tespiti var.

Ceza yönü:
Çoğu zaman TCK m.86/2 kapsamında basit yaralama; uzlaşma/şikâyetten vazgeçme ihtimali yüksek.

Tazminat yönü:

  • Maddi tazminat:

    • Gerçek bir tedavi gideri (ilaç, muayene vb.) varsa faturalarla istenir.

    • İş gücü kaybı çoğunlukla çok sınırlıdır; çoğu dosyada kapsamlı aktüeryal hesap yapılmaz.

  • Manevi tazminat:

    • Hakaret, onur kırıcı söz, mahalle içinde küçük düşme, yüz bölgesindeki iz gibi hususlar önemlidir.

    • Mahkemeler, olayın ağırlığına göre mütevazı ama caydırıcı bir manevi tazminata hükmedebilmektedir.

Dikkat edilmesi gerekenler:

  • Hakaret/tehdit unsurları varsa, TBK m.58 kapsamında kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebi de gerekçelendirilmelidir.

  • Ceza dosyası HAGB ile sonuçlansa bile (HAGB kesin hüküm sayılmadığından), hukuk davası açılmasında engel yoktur; Yargıtay, HAGB kararlarını bağlayıcı “kesin hüküm” olarak görmemektedir.


Senaryo 2: Silahla yaralama – uzun tedavi ve iş gücü kaybı

Olay özet (Yargıtay 4. HD 21.11.2016 kararıyla benzer tipte):

Davacı, aralarındaki husumet nedeniyle davalının silahla ateş etmesi sonucu yaralanıyor. Uzun süre tedavi görüyor, bir süre çalışamıyor, kısmi iş gücü kaybı oluşuyor.

Maddi tazminat kalemleri:

  • Hastane, ameliyat, fizik tedavi, ilaç giderleri (fatura ve SGK dökümleriyle),

  • Geçici iş göremezlik (raporlu olunan dönemdeki gelir kaybı),

  • Sürekli iş göremezlik (maluliyet oranına göre aktüeryal hesap),

  • Gerekli ise bakıcı/yardımcı giderleri,

  • Ekonomik geleceğin sarsılması (özellikle genç mağdur veya kariyerin kritik döneminde ise).

Manevi tazminat:

  • Silahlı saldırının niteliği,

  • Yaralanmanın ağırlığı,

  • Olayın mağdur üzerinde bıraktığı korku, endişe, sosyal hayata etkisi,

  • Husumet, tehdit, “öldürmeye teşebbüs edildiği” yönündeki algı

gibi kriterler birlikte değerlendirilir. Yargıtay, bu tür olaylarda manevi tazminatın düşük tutulmasını bozma sebebi yapabildiği gibi, fahiş gördüğü durumlarda da yüksek bulunmasını bozabilmektedir.

Özel nokta – Haksız tahrik:

Ceza mahkemesi, mağdurun tahrik edici davranışını kabul edip fail lehine haksız tahrik indirimi uygulamışsa, hukuk davasında kusur değerlendirmesi ve özellikle maddi tazminat miktarı belirlenirken bu husus dikkate alınmalıdır. Aksi hâlde Yargıtay içtihadı gereği bozma riski doğar.


Senaryo 3: Trafik kazası ile birlikte yaralama – Sigorta ve çok taraflı sorumluluk

Yaralama suçu bazen aynı zamanda trafik kazası şeklinde karşımıza çıkıyor. Örneğin:

  • Fail, kavga sonrası aracını mağdura doğru sürerek çarpıyor,

  • Mağdurda ciddi bedensel zarar oluşuyor.

Bu durumda:

  • Ceza yönü: Kasten yaralama (veya olaya göre öldürmeye teşebbüs) dosyası,

  • Özel hukuk yönü:

    • Haksız fiil sorumluluğu,

    • Zorunlu trafik sigortacısı, kasko, işveren vs. gibi birden fazla sorumlu taraf,

    • Asliye Ticaret Mahkemesi görevi gündeme gelebilir (sigorta şirketi sürece dahilse).

Maddi tazminat hesabında:

  • TBK m.54 ve tazminat hukuku ilkeleri,

  • Trafik kazası ve sigorta mevzuatı,

  • SGK ödemelerinin denkleştirilmesi

birlikte uygulanır.


7. Dava Stratejisi: Ceza davası içinde mi, ayrı hukuk davası mı?

Mağdur bakımından iki yol söz konusudur:

  1. Ceza davasına katılıp tazminat talep etmek

    • Ceza mahkemesi, CMK çerçevesinde tazminata hükmedebilir; ancak uygulamada çoğu zaman tazminat talepleri “hukuk mahkemelerinde ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere” reddedilmekte veya sadece sembolik bir miktara hükmedilmektedir.

    • Ceza mahkemelerinin tazminat hesabı, aktüeryal rapor, maluliyet hesabı bakımından genellikle sınırlıdır.

  2. Doğrudan veya ceza davası sonrasında Asliye Hukuk’ta tazminat davası açmak

    • Özellikle uzun tedavi, iş gücü kaybı, kalıcı sakatlık, yüksek tazminat ihtimali olan dosyalarda, detaylı bilirkişi incelemesi ve hesap yapılabildiği için pratikte daha sağlıklı bir yoldur.

Çoğu dosyada biz uygulamada şu yolu tercih ediyoruz:

  • Mağduru ceza davasında temsil ediyor, delilleri orada toplatıyor,

  • Ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi sonrasında ayrıntılı bir maddi–manevi tazminat davasını Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıyoruz.


8. Görev, Yetki ve İspat

  • Görevli mahkeme:

    • Genel olarak Asliye Hukuk Mahkemesi (haksız fiil – yaralama).

    • Trafik kazası ve sigorta şirketi sorumluluğunda çoğu zaman Asliye Ticaret Mahkemesi.

  • Yetkili mahkeme:

    • Haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi,

    • Davalının yerleşim yeri mahkemesi (HMK genel yetki),

    • Trafik kazalarında ayrıca kazanın meydana geldiği yer.

  • İspat araçları:

    • Ceza dosyası, ifadeler, tanık beyanları,

    • Doktor raporları, Adli Tıp veya sağlık kurulu maluliyet raporları,

    • SGK kayıtları, maaş bordroları, vergi beyannameleri,

    • Raporlu olunulan dönemler, işveren yazıları,

    • Olayın psikolojik etkisini gösteren psikolog/psikiyatr raporları.

Unutmamak gerekir ki, hukuk davasında ispat standardı, ceza davasına göre daha düşüktür. Ceza mahkemesinde “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği verilemeyen mahkûmiyet kararı, hukuk mahkemesinde tazminat sorumluluğuna engel olmayabilir.


9. Sonuç: Yaralama dosyalarında tazminat talebini ihmal etmemek gerekir

Özetlemek gerekirse:

  • Yaralama, sadece ceza davasıyla sınırlı bir konu değildir; mağdur açısından asıl önemli olan, uzun süreli tedavi, iş gücü kaybı ve psikolojik yıkımın telafisidir.

  • TBK m.54 ve m.56, bedensel zararlarda maddi ve manevi tazminat için güçlü bir hukuki zemin sağlar.

  • Yargıtay’ın son yıllardaki kararları,

    • Bedensel zararın geliştiği durumlarda zamanaşımının zararın kesinleştiği tarihten başlaması,

    • Ceza mahkemesindeki haksız tahrik indiriminin tazminat miktarına etkisi,

    • HAGB ve beraat kararlarının hukuk hâkimini mutlak şekilde bağlamaması

gibi başlıklarda mağdur lehine önemli içtihatlar ortaya koymaktadır.

Pratikte, bir yaralama dosyası önümüze geldiğinde:

  1. Ceza dosyasını baştan sona incelemek,

  2. Maluliyet, tedavi süreci, iş gücü kaybı açısından tıbbi ve ekonomik verileri toplamak,

  3. Zamanaşımı sürelerini, bedensel zararın gelişimini ve ceza zamanaşımı ile ilişkisini doğru okumak,

  4. Gerekirse ceza davası sonrası ayrıntılı bir maddi–manevi tazminat davası kurgulamak,

mağdurun hakkının tam anlamıyla korunması açısından kritik önem taşıyor.

 

SONUÇ 

Yaralama suçları, sıradan bir adli süreç gibi görünse de mağdur açısından çoğu zaman uzun soluklu tedaviler, çalışma gücü kaybı, gelir azalması ve psikolojik etkiler doğuran ağır sonuçlar yaratabilmektedir. Bu nedenle ceza yargılamasının yanı sıra, maddi ve manevi tazminat taleplerinin doğru ve eksiksiz şekilde ileri sürülmesi, mağdurun zararlarının gerçek anlamda giderilmesi bakımından kritik önem taşır.

TBK m.54 ve m.56 başta olmak üzere tazminat hukukuna ilişkin hükümler, mağdura geniş haklar tanımaktadır. Ancak bu hakların mahkeme nezdinde tam olarak karşılık bulabilmesi için; maluliyet raporlarından SGK kayıtlarına, aktüeryal hesaplardan ceza dosyasındaki maddi tespitlere kadar tüm verilerin titizlikle değerlendirilmesi ve doğru hukuki argümanlarla dosyaya yansıtılması gerekir. Yargıtay’ın güncel uygulaması da, ceza yargılamasında verilen kararların, haksız tahrik veya kusur oranı gibi hususlarda tazminat miktarını doğrudan etkilediğini açıkça göstermektedir.

Hukuk büromuz, yaralama suçlarından kaynaklanan tazminat davalarında;

  • Tedavi giderleri,

  • İş ve gelir kaybı,

  • Sürekli veya geçici iş göremezlik,

  • Ekonomik geleceğin sarsılması,

  • Manevi zararın tespiti

gibi tüm başlıkları titizlikle değerlendirerek, mağdurun hak kaybı yaşamaması için kapsamlı bir dava stratejisi oluşturmaktadır. Her dosyada ayrıntılı inceleme yapılmakta, ceza dosyası ile tazminat boyutu birlikte ele alınmakta ve süreç baştan sona profesyonel şekilde takip edilmektedir.

Yaralama fiili nedeniyle fiziksel, ekonomik veya manevi zarar yaşadıysanız; tazminat sürecinin etkin şekilde yürütülmesi, delillerin zamanında toplanması ve doğru talep sisteminin kurulması adına uzman desteği almanız büyük önem taşır.

Ataşehir Hukuk bürosu olarak, yaşadığınız zararın hukuken telafi edilmesi için tüm süreç boyunca yanınızda olmaktan memnuniyet duyar.


WhatsApp
Hemen Ara